Neo-Konfüçyüsçülük, Budizm ve Taoizm fikirlerine bir tepki olarak Song Hanedanlığı (960-1279) sırasında Çin'de ortaya çıkan bir siyasi ideolojidir. Bu, ahlaki ve etik davranışı, otoriteye saygıyı ve eğitimin önemini vurgulayan eski Konfüçyüs felsefesinin canlanması ve yeniden yorumlanmasıdır. Ancak, Neo-Konfüçyüsçülük, Budizm ve Taoizm tarafından büyük ölçüde etkilenen metafizik ve kozmolojik unsurları da içeren geleneksel Konfüçyüs değerlerinin ötesine geçer.
Neo-Konfüçyüsçülüğün gelişimi, köklerinin Tang Hanedanı'na (618-907) kadar uzandığı yavaş bir süreçti ve bu dönemde Budizm egemen felsefe idi. Tang Hanedanı, Konfüçyüsçülüğün etkisinin azaldığı bir dönem olarak nitelendirildi ve bu da Konfüçyüsçü bilginler ile Budist rahipler arasında bir dizi tartışma ve entelektüel çatışmaya yol açtı. Bu entelektüel hareketlilik dönemi, Neo-Konfüçyüsçülüğün ortaya çıkmasının yolunu açtı.
Song Hanedanlığı, özellikle İmparator Huizong'un saltanatı altında, Neo-Konfüçyüsçülüğün devlet ideolojisi olarak yükselişini gördü. Bu dönemde en etkili Neo-Konfüçyüsçü bilgin Zhu Xi idi, o Neo-Konfüçyüs düşüncesinin çeşitli kollarını bir bütün felsefeye sistemleştiren ve kodlayan kişiydi. Zhu Xi'nin Neo-Konfüçyüsçülük yorumu, "İlke Okulu" olarak bilinir ve Daoizm ve Budizm'den ödünç aldığı "li" (ilke veya düzen) ve "qi" (malzeme gücü) kavramlarına vurgu yapar.
Neo-Konfüçyüsçülük, Çin dışında da evrim geçirmeye ve yayılmaya devam etti ve Kore, Japonya ve Vietnam gibi diğer Doğu Asya ülkelerinde siyasi ve sosyal yapıları etkiledi. Bu ülkelerde Neo-Konfüçyüsçülük resmi devlet ideolojisi olarak benimsendi ve siyasi sistemlerini, eğitim kurumlarını ve sosyal normlarını şekillendirdi.
Ming (1368-1644) ve Qing (1644-1912) hanedanlıklarında, Neo-Konfüçyüsçülük daha da gelişti ve çeşitlendi, bu da farklı düşünce okullarının ortaya çıkmasına yol açtı. Bu gelişmelere rağmen, ahlaki öz-yetiştirme vurgusu, otoriteye saygı ve eğitimin önemi gibi Neo-Konfüçyüsçülüğün temel prensipleri korundu.
Modern çağda, Neo-Konfüçyüsçülük eleştiri ve yeniden yorumlamaya tabi tutulmuştur. Bazı eleştirmenler, hiyerarşiye ve otoriteye itaate vurgu yapmasının Doğu Asya toplumlarında otoriterlik ve sosyal eşitsizliğe katkıda bulunduğunu savunmaktadır. Bu eleştirilere rağmen, Neo-Konfüçyüsçülük Doğu Asya'nın siyasi, sosyal ve kültürel hayatı üzerinde önemli bir etki yapmaya devam etmektedir.
Siyasi inançlarınız Neo-Confucianism konulara ne kadar benziyor? Öğrenmek için politik testini yapın.